

Obezite cerrahisi sonrası yetersiz kilo kaybı veya yeniden kilo alma: Her şey yeniden mi başlayacak?

Obezite ameliyatlarından sonra kısa ve uzun dönemde hem beklenmeyen ve istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilir hem de tatminkar olmayan sonuçlar elde edilebilir. Böyle durumlarda çözümün ana hattını genellikle yeni bir cerrahi girişim oluşturur ve bu tip cerrahi işlemlere “revizyonel cerrahi” adı verilir. Revizyonel cerrahi gereken hastaların oranı, obezite ameliyatlarındaki artışa paralel olarak yıllar içinde artmıştır; öyle ki günümüzde uygulanan tüm obezite ameliyatlarının %15’ini revizyonel cerrahi işlemleri oluşturur. Revizyonel cerrahi ihtiyacı doğan hastaların yarısından fazlasında sorun yetersiz kilo kaybı (Ameliyat sonrası hastanın fazla kilosunun %50’sinden azını kaybetmesi şeklinde tanımlanır.) veya yeniden kilo almadır. (Ameliyat sonrası yeterli kilo verilmesine rağmen sonrasında kilonun %25’inden fazlasının geri alınması şeklinde tanımlanır.).
Obezitenin cerrahi tedavisinde en çok yapılan işlemler ayarlanabilir mide bandı (mide kelepçesi), tüp mide (sliv gastrektomi) ve gastrik baypastır. Mide bandı en fazla revizyonel cerrahi ihtiyacı doğuran yöntemdir (%30-60). Tüm dünyada en yaygın olarak uygulanan obezite ameliyatı olan tüp mide işleminin sonuçları mide bandına kıyasla daha iyidir; ancak yine de tüp mide ameliyatının sonuçları da mükemmel değildir çünkü yetersiz kilo kaybı veya yıllar geçtikçe yeniden kilo alma oranları çok düşük değildir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, tüp mide ameliyatı sonrası revizyonel cerrahi gereksinimi oranlarının uzun dönemde %10-30’lara dek ulaştığı gösterilmiştir.
Revizyonel cerrahi ameliyatları ilk kez uygulanan obezite ameliyatları ile kıyaslandığında, hiç tartışmasız olarak, daha karmaşık ve zor ameliyatlardır. Bu nedenle, revizyonel cerrahi hem üst düzey cerrahi deneyim hem de multidisipliner yaklaşım gerektirir. Ayrıca, revizyonel cerrahinin kısa ve uzun dönem sonuçları genellikle ilk kez yapılan obezite ameliyatlarına göre daha kötüdür.
Revizyonel cerrahi planlanan durumlarda yapılacak ilk ve en önemli iş ilk ameliyatın doğru yorumlanması, başarısızlığın nedeninin iyi anlaşılması ve alternatif tedavi yöntemlerinin ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesidir. Diğer bir deyişle, hastalığa özel değil, hastaya özel bir yol haritası çizilmesi gerekir. Uygun tedavi yöntemine karar verilirken hastanın olduğu ilk ameliyatın tipi ve teknik ayrıntıları, ameliyat sonrasında değişen anatomi, kilo değişiklikleri, eşlik eden hastalıklar, vs. gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Cerrahi ekibin deneyimi de tedavi şeklini belirleyen önemli bir unsurdur.
Revizyonel cerrahi gereksinimi doğan durumlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin belirlenmesinden daha önemlisi revizyonel cerrahi ihtiyacı oranını düşürmektir. Bu nedenle, ilk kez obezite ameliyat olacak hastaların, hastalara uygulanacak tedavi yönteminin iyi seçilmesine ve teknik açıdan uygun bir cerrahi işlem uygulanmasına, diğer bir deyişle, tedaviden ziyade önleme odaklanmak daha öncelikli olmalıdır.
Cerrahi Grubu
Bültenine kaydolun,
yeni bir makale çıktığında size haber verelim.