Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları
Böbrek üstü bezi de denilen adrenal (sürrenal) bez her iki böbreğin üst tarafında yerleşmiş olan iki küçük organdır. Bezlerin yerleşim dışında böbreklerle herhangi bir doğrudan ilişkisi yoktur. Bu bezin vücutta hayati bir önemi vardır. Böbrek üstü bezleri çok sayıda hormon üretimi ve salgılanmasında görevli olan endokrin bezlerdir. Bu hormonlar cinsiyet hormonları (östrojen, testesteron gibi), kortizol, aldosteron, adrenalin ve noradrenalindir. Genellikle kitlesel yakınmalarla değil, salgıladıkları hormonlara bağlı sistemik belirtilerle tanısı konan organlardır.
SORULAR – CEVAPLAR
Böbrek üstü bezinin yapısında ortaya çıkan kitleler olabilmektedir. Bunlar iyi huylu (benign) ise adenom, kötü huylu (malign) ise karsinom olarak adlandırılırlar.
Böbrek üstü bezi adenomlarının %80’i hormon salgılamaz. Bu nedenle de herhangi bir belirti vermez. Geriye kalan %20’si ise hormon salgılar. Hormon salgılamayan adenomlar radyolojik tetkikler sırasında rastlantısal olarak ortaya çıkar ve rastlantısal bulunan adenom (insidentaloma) olarak adlandırılırlar.
Fazla hormon salgılayan, 4 cm’den büyük ve malign (kötü huylu) özellikler taşıyan kitlelere cerrahi tedavi gerekir. Cerrahi tedavide kitlenin olduğu böbrek üstü bezi tamamıyla alınır. Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile karın taramalarında %1-10 sıklıkta rastlantısal olarak görülür.
1.Aldosteron salgılayan adenom (hyperaldosteronism-Conn sendromu): Kan basıncı yükselir, potasyum düzeyi düşer. Hastalarda halsizlik, yorgunluk, güçsüzlük ve sık idrara çıkma görülür.
2. Kortizol salgılayan adenom (Cushing sendromu): Kan şekeri seviyesi ve kan basıncı yükselir. Yüzde ve göbekte şişmanlık, adet düzensizliği, kolay tahriş olabilen bir cilt görülür.
3. Androjen salgılayan adenom (hiperadrojenizm): Kadında daha çok belirti vermektedir. Kıllanmada artış, adet bozuklukları ve akne çıkması bunlardan bazılarıdır. Erkekte jinekomasti (kadın tipi meme büyümesi) belirtileri gösterir.
4. Adrenalin salgılayan adenom (feokromasitoma): Kan basıncı çok yükselir. Belli aralıklarla yenilenen şiddetli baş ağrısı, terleme, anksiyete, çarpıntı ve kalp hızında artma görülür.
Böbrek üstü bezi kitlelerinin ayırıcı tanısı genel cerrahi, endokrinoloji ve radyoloji uzmanlarının ortak çalışması ile yapılır. Kitlenin hormonal özelliği için birtakım koşullar sağlanarak kan ve idrar tetkiki yapılır. Bunlarda bozukluk belirlenmesi durumunda endokrinoloji uzmanı tarafından çeşitli ilaçlarla tedaviler düzenlenir ve daha sonra hasta cerrahiye hazırlanır.
Görüntüleme yöntemleri olarak bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) ve sintigrafi kullanılabilir.
Böbrek üstü bezi adenomunda büyüklük 4-6 cm’yi geçerse kötü huylu (malign) yani kanser olma riski artar.
Böbrek üstü bezi adenomu tespit edildiyse eksizyonu (çıkarılması) gereklidir fakat adrenal hiperplazi tespit edilirse ancak % 20-30’u cerrahiden fayda görür.
Açık veya kapalı (laparoskopik, robotik) olarak ameliyat edilir. Genellikle böbrek üstü bezi tamamıyla alınır. Ameliyat açık teknikle 10-18 cm büyüklüğünde ameliyat kesisiyle yapılırken laparoskopik ya da robotik teknikle 0,5 cm-1 cm deliklerle ameliyat yapılır.
Ameliyattan sonra hastaların yara yerleri küçük olduğundan dolayı ağrıları daha azdır ve ayağa kalkmaları, dolaşmaları, günlük aktiviteleri yapmaları, solunumları daha kolay olur. Yara yeri enfeksiyonu, ayrışması ya da fıtık olma ihtimali neredeyse yoktur. Yara yerleri kozmetik açıdan daha iyidir. Hastaneden taburcu olma ve işe başlama süreleri daha kısadır.
Genel anestezi altında sırtüstü yatar pozisyonda yapılmaktadır. Kamera eşliğinde 3-4 adet ince boru içinden geçirilen aletlerle böbrek üstü bezi açığa çıkartılır ve çevredeki dokulardan serbestlenip küçük bir kesiden çıkartılır.
Total adrenalektomide (tamamının çıkartılması): Kitlenin olduğu taraftaki böbrek üstü bezinde kanser varsa tamamı geniş şekilde çıkarılır.
Parsiyel adrenalektomide (bir kısım): Kitlenin olduğu kısım çıkarılır, sağlam böbrek üstü bezi bırakılır. Bazen hormon eksikliği olmasın diye böbrek üstü bezinin bir kısmı korunabilir.
Olabilir. Eğer hasta daha önce karın içi ameliyat geçirmişse ve çok yapışıklık varsa, böbrek üstü bezi iyice ortaya konamamış ise, ameliyat sırasında kanama başlamış ve durdurulamadıysa, kitle büyük ve çevre dokulara çok yapışıksa açığa geçme kararı alınabilir.
İki böbrek üstü bezi olduğundan dolayı birinin çıkarılması eksiklik oluşturmamaktadır. Fakat ikisinin de çıkarılması ömür boyu hormon eksikliklerini yerine koymayı gerektirir. Böyle durumlarda parsiyel (kısmi) adrenalektomi yapılabilir.
Fonksiyonel tümöre sahip hastalar ameliyat sonrası belli bir süre endokrin doktorunun kontrolünde olurlar.
Genel anestezi ile ilgili sorunlar, yüksek tansiyon, kanama, diğer organların yaralanması ve pıhtılaşma sorunları gelişebilir.
Böbrek üstü bezi kanseri ender görülen bir tümör olup, 1 milyonda 1 kişide rastlanır. Ortalama görülme yaşı 40’tır. Kadınlarda 2,5 kat daha fazla görülür. %50’si fonksiyoneldir (hormon salgılayan). Genellikle tanı konulduğunda çok büyüktürler. Adrenal beze, metastaz da (başka organdaki kanserin yayılımı) olabilir. En sık akciğer, meme, böbrek kanserleri, melanoma (cilt kanseri) ve lenfoma metastaz yapar.
Fonksiyonel tümörlerde genellikle hızlı başlangıçlı Cushing sendromu veya hipertansiyon görülürken, hormon salgılamayan (non-fonksiyonel) tümörlerde karında büyük kitle, sırt ve karın ağrısı gözlenir. Büyük tümörlerde tanı konulduğunda tümör genellikle 6 cm’nin üzerindedir. Maalesef vakaların %70‘i tanı anında ileri evre (evre 3-4) olarak bulunmaktadır.
Böbrek üstü bezinin kanserinde de kür sağlamanın tek yolu cerrahidir. Erken dönemde yakalandıysa laparoskopik ya da robotik adrenalektomi yapılır. Eğer 10 cm’i geçtiyse açık ameliyat gerekebilir. Tek nodül şeklinde böbrek üstü bezine metastazı olan hastalarda böbrek üstü bezinin çıkartılması yararlı olabilir.
Böbrek üstü bezinin tamamının çıkarılması uygun olmayan hastalara, cerrahinin uygun olmadığı hastalara veya metastatik hastalara kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanabilir.
Tümör böbrek üstü beziyle birlikte tamamen çıkarıldıysa 5 yıllık sağ kalım %32-48’dir, tam olarak çıkarılmadıysa ortalama sağ kalım 1 yılın altındadır.