Adres: Darüşşafaka Büyükdere Caddesi No:40, 34457 Sarıyer/İstanbul
Telefon: (0532) 486 66 78
Adres: Altunizade, Yurtcan Sokağı No:1, 34662 Üsküdar/İstanbul
Telefon: (0532) 486 66 78
Yemek Borusu Kanseri
Yemek borusu kanseri, sindirim sisteminin saldırgan kanserlerinden biridir. Son yıllarda medikal ve cerrahi tedavilerdeki gelişmelerin yanı sıra, hastaya özel yapılan tedavi planlamaları sayesinde hastalığın tedavisinde çok önemli bir yol alınmıştır.
Yemek borusu kanseri, erken dönemde çoğunlukla bir belirtiye ve şikayete neden olmaz ancak zaman geçtikçe gıdaların yutulması sırasında zorluk, ağıza acı sular gelmesi, tükrük salgısının artması, ses kısıklığı, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Hastalıktan şüphelenilen hastalarda teşhis endoskopi ve biyopsi ile konulur. Tanı konulan hastalarda tedavi şekline karar verebilmek için hastalığın yayılım derecesi değerlendirilir. Evreleme adı verilen bu değerlendirme için endoskopik ultrasonografi, tomografi, MR ve PET gibi tetkikler kullanılır.
- Yemek Borusu Kanserinin (Özofagus) Belirtileri Nelerdir?
- Yemek borusu kanserinin en önemli belirtileri nelerdir? İnceleyin.
- Yemek Borusu Kanseri (Özofagus) Nasıl Teşhis Edilir?
- Yemek borusu kanseri tanısı nasıl konur? Bilgi edinin.
- Yemek Borusu Kanseri (Özofagus) Evreleri Nelerdir?
- Yemek borusu kanserinin tüm evreleriyle ilgili detaylı bilgi edinin.
- Yemek Borusu Kanseri Ameliyatı Nasıl Yapılır?
- Yemek borusu kanserinin ameliyatı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin.
Yemek Borusu Kanserinin (Özofagus) Belirtileri Nelerdir?
Yemek borusu kanserinin en sık görülen belirtisi yutma güçlüğüdür. Başlangıçta katı gıdalar yutulamaz iken zamanla su içmekte bile zorlanılır.
Aşağıdaki Yemek Borusu Kanserinin en sık belirtilerinden herhangi birinin varlığı yemek borusu kanseri şüphesini uyandırmalıdır:
- En sık görülen belirti yutma güçlüğüdür. Başlangıçta yutulan gıdaların yemek borusundan geçerken takılması şeklindedir. Başlangıçta daha çok katı gıdalar yutulamaz iken zaman içinde hasta su bile içemez.
- Ağza acı su veya yutulan gıdaların geri gelmesi
- Gıdaların yutulması sırasında ağrı oluşması
- Göğüs bölgesinde yanma hissi veya ağrı
- Tükrük salgısının artması
- Kilo kaybı, zayıflama
- Ses kısıklığı, öksürük
Yemek Borusu Kanseri (Özofagus) Nasıl Teşhis Edilir?
Yutma güçlüğü ve takılma hissi yaşayan tüm bireyler yemek borusu kanseri açısından ileri incelemeye tabi tutulmalıdır.
Yemek borusu kanserinden şüphelenilen hastalarda en uygun yöntem endoskopidir.
Ucunda kamera olan bir boruyla yemek borusuna girilerek organın her yeri kolayca görülebilir, şüpheli bir yer varsa biyopsi alınabilir. Yine bu işlem sırasında tümörün yayılım derecesi değerlendirilmek istenirse endoskopik ultrasonografi yapılabilir.
Tomografi, MR ve PET gibi tetkikler yemek borusu kanseri tanısı koymak için kullanılmaz.
Tanı konulan hastalarda tedavi öncesinde tümörün yayılım derecesini görmek amacıyla kullanılır.
Yemek Borusu Kanseri (Özofagus) Evreleri Nelerdir?
Yemek borusu kanserinde hastalığın yeri ve evresine göre tedavi şekli değişir.
Yemek borusu kanserinde hastalığın yayılım derecesine göre tedavi şekli değiştiği için öncelikle hastalığı evrelemek gerekir. Yemek borusu kanserinin hangi evrede olduğunu belirlemek yani yemek borusu duvarını ne düzeyde istila ettiğini, lenf bezlerine veya uzak organlara yayılıp yayılmadığını saptamak uygun tedavi şemasını belirlemek açısından çok önemlidir. Evreleme için endoskopik ultrasonografi, tomografi, MR ve PET gibi tetkikler kullanılır.
Yemek borusu kanserinin evreleri nelerdir?
Yemek borusu kanserinde hastalığın yeri ve evresine göre tedavi şekli değişir. Günümüzde yemek borusunun ağza yakın üst bölüm kanserlerinde ana tedavi yöntemi kemoradyoterapidir.
Evre 1:
Yemek borusunun diğer bölümlerinde ise (göğüs boşluğu içinde yer alan) bazı çok erken evre tümörler (evre 1) endoskopik olarak tedavi edilebilir. Endoskopik tedaviye uygun olmayan Evre 1 hastalar ameliyat edilir.
Evre 2 ve Evre 3:
Erken evre dışındaki hastalarda önce kemoradyoterapi uygulanmakta ameliyat bu tedavi bittikten bir süre sonra yapılmaktadır (evre 2, evre 3 hastalık).
Evre 4:
Eğer kanser akciğer, karaciğer gibi uzak organlara da sıçramış ise (evre 4) bu hastaların ana tedavisi kemoterapi olur. Yemek borusu kanseri nedeniyle tedavi edilen hastaların bir kısmı çok uzun yıllar sorunsuz olarak yaşamaktadır.
Tedavi sonuçlarını etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörlerin en önemlileri hastalığın evresi ve yapılan tedavilerin kalitesidir. Deneyimli merkezlerde kapalı yöntemlerin hastaya sağladığı avantajlar göz önünde tutularak laparoskopik ameliyat veya robotik ameliyat yapılabilir.
Yemek Borusu Kanseri (Özofagus) Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Ekip olarak hastaya sağladığı avantajları nedeniyle, mümkün olan her durumda kapalı ameliyatları tercih ediyoruz.
Yemek borusu kanserlerinin çoğu tanı konulduğunda organın yakınındaki lenf bezlerine yayılmış durumdadır. Bu nedenle ameliyatta sadece kanserin olduğu yemek borusunu çıkartmak yetmez. Yayılma olasılığı olan lenf bezleri de çıkarılır.
Yemek borusunun bir kısmı veya tamamı kanserin yayılma olasılığı olan tüm lenf bezleri ile birlikte çıkarılır. Çıkarılan organın yerine mide, ince veya kalın bağırsağın bir bölümü getirilerek yeni bir yemek borusu oluşturulur.
Yemek borusu boyundan başlayıp karın içine kadar devam eder. Bu konumu ve pek çok hayati organ ve damarlar ile yaptığı yakın komşuluk nedeni ile yemek borusu ameliyatlarının gerçekleştirilmesi diğer birçok organın ameliyatına göre daha zordur.
Yemek borusu kanseri ameliyatı kapalı yöntemle yapılabilir mi?
Evet, yemek borusu kanseri ameliyatları deneyimli merkezlerde kapalı olarak laparoskopik cerrahi veya robotik cerrahi ile yapılabilir. Biz ekip olarak hastaya sağladığı avantajları nedeniyle, mümkün olan her durumda kapalı ameliyatları tercih ediyoruz. Laparoskopik veya robotik yemek borusu kanseri ameliyatı bu alandaki en yeni ve en etkili yöntemlerden biridir.
SORULAR – CEVAPLAR
Yemek borusu kanserinin erken dönemde saptanması tedavi başarısı açısından çok önemlidir.
Ancak, hastalık erken dönemde çoğunlukla şikayete neden olmadığı için hastaların doktora gitmesi gecikmektedir. Bununla birlikte hastalık çok sık görülmediği için ülkemiz ve birçok batı ülkesinde yakınmasız hastaların rutin endoskopik kontrolü önerilmemektedir.
Cerrahi tedavi sonrasındaki iyileşme süreci oldukça değişkendir çünkü burada birçok faktör devreye girer. Hastanın genel sağlık durumu ve yandaş hastalıkları, ameliyat öncesindeki beslenme durumu, ameliyat öncesinde alınan diğer tedaviler, yemek borusu kanserinin evresi, yapılan ameliyatın tipi, ameliyatın hangi yöntemle yapıldığı (açık veya kapalı cerrahi), ameliyata bağlı herhangi bir sorunun ortaya çıkıp çıkmadığı, vs. gibi birçok faktör hastanın iyileşme sürecini belirgin ölçüde etkiler.
Ameliyata bağlı ciddi bir sorunla karşılaşılmayan hastalar genellikle 7-10 gün içinde taburcu olurlar.
Hastalar taburculuk sonrasında genellikle kendi ihtiyaçlarını (yemek, tuvalet, banyo gibi) karşılar halde olurlar. Kapalı ameliyatlardan sonra hastaların büyük bir kısmı 3-4 hafta içinde eski hayatlarına büyük ölçüde dönmüş olurlar.
Yemek borusu kanseri tedavisi organın bulunduğu bölge ve çevresindeki yapılar nedeniyle özellikli bir cerrahi gerektirir. Deneyimli ve donanımlı merkezlerde düşük bir risk ile uygulanabilir. Deneyimli bir cerrahi ekibin bulunması yeterli değildir aynı zamanda deneyimli anestezi ve yoğun bakım, girişimsel endoskopi ve girişimsel radyoloji ekiplerinin de olması gerekir. Böyle merkezlerde hem ameliyata bağlı sorun çıkma olasılığı azdır hem de ortaya çıkan sorunlarla başarılı bir şekilde mücadele edilebilme şansı fazladır.
Yemek borusu kanserinde tedavi şekli hastalığın evresine ve yemek borusunda bulunduğu yere göre değişir. Bu nedenle her hastada evreleme yapılır. Evreyi saptamak için, bilgisayarlı tomografi), MR (manyetik rezonans görüntüleme), EUS (endoskopik ultrasonografi), PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi tetkiklerden yararlanılabilinir. Tedavi şekli belirlenirken hastalığın evresi kadar önemli olan diğer bir unsur da hastanın genel sağlık durumudur (yandaş hastalıkları, kondisyon, vs.).
Günümüzde geçmişe oranla çok azalmış olmakla birlikte halen bazı insanlarda kanserli hastanın ameliyat edilmesinin iyi bir şey olmadığı, kansere bıçak değmesinin hastalığı kötüleştireceği inancı vardır. Bu tamamıyla yanlış bir düşünce olup ülkemizde bazı hastaların tedavisinin gecikmesine neden olmaktadır.
Geçmişte yemek borusu kanseri hastaları çoğunlukla ileri evrelerde tespit ediliyordu. Ayrıca radyolojik yöntemler çok yeterli olmadığı için çoğu hastada hastalığın ulaştığı evre ancak ameliyat sırasında saptanabiliyordu. Bu hastalarda ileri evrede etkili bir ameliyatın yapılamamasının yanı sıra yine bu hastalar için sınırlı radyoterapi ve kemoterapi seçeneğinin olması nedeniyle birçok hasta kısa sürede maalesef kaybediliyordu. Bugün ise çoğu hastada ameliyat öncesinde hastalığın evresi doğru tespit edilebilmekte, yemek borusu kanseri hastalığının seyrini tamamen değiştirebilen hastaya özel daha uygun tedavi yöntemleri seçilebilmektedir.
Yemek borusu kanseri tanısı alan bir hastada hastalığın hangi evrede olduğunu belirlemek için bazı tetkikler yapmak gerekir. Hastalığın evresi ne kadar erken ise tabi ki tedavi o kadar kolaylaşır. Ancak, tanı sırasında ileri evrede olan hastaların bir kısmı da diğer tedavi yöntemlerinden ciddi fayda görebilir.
Yemek borusu kanseri tedavisi bir bütündür ve hastalığın evresine ve kanserin yerine göre bazen farklı yöntemlerini birbirini tamamlar nitelikte kullanmak gerekebilir. Yemek borusunun üst bölümündeki kanserler kemoradyoterapi ile tamamen tedavi edilebilirler. Diğer bölümlerde ise erken evrede (evre 1) cerrahi tedavi tek başına yeterli iken, bu evreden sonraki evrelerde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi farklı yöntemleri birbirini destekler şekilde kullanmak gerekir.
Bu sorular hekimler için kanserli bir hastada yanıtlanması en zor sorulardan biridir. Bunun nedeni sorunun yanıtının bilinememesi çünkü hastanın kanserden kurtulmasının hastalığın evresi, hastanın bağışıklık sisteminin durumu, yapılan tedavilerin onkolojik kalitesi, tedaviye alınan yanıt gibi birçok faktöre bağlı olmasıdır.
Yemek borusu kanserinin tedavi sonuçlarını belirleyen birçok faktör olduğu için bu soruya net bir cevap vermek mümkün değildir. Ama şöyle denebilir; kanser erken evrede saptanmış, hastanın genetik yapısı iyi, yapılan tedavi iyi ise sonuç da iyidir. Hasta bu hastalıktan tamamen kurtulabilir.
Her üçü de kötü ise sonuç kötüdür.
Yemek borusu kanserlerinin tedavisi teknoloji ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde özellikle son 20 yıl içinde çok değişmiştir. Bu değişimlerin en önemlilerinden birisi tedavi sıralaması ve etkinliği ile ilgilidir.
Geçmişte önce ameliyat yapılır, daha sonra gerekiyor ise radyoterapi ve kemoterapi gibi ek tedaviler yapılırdı.
Günümüzde ise bu tedaviler hastaların önemli bir kısmında ameliyattan önce yapılmaktadır.
Radyoterapi ve kemoterapi uygulaması ardından belli bir süre beklendikten sonra bu hastaların yaklaşık beşte birinde yapılan endoskopi ve radyolojik incelemelerde yemek borusu kanserinin saptanamadığı (klinik tam yanıt) ve bu hastalar ameliyat edildiğinde bir bölümünde kanserin patolog tarafından da bulunamaması (patolojik tam yanıt) yeni keşfedilen bir şey değildir. Yani başlangıçta var olan kanserin bu tedavilerin etkisi ile yok olduğu uzun bir süreden beri bilinmektedir.
Benzer bir durum özellikle kalın bağırsağın rektum adı verilen son bölümünün kanserleri için bu tedavileri alan hastaların bir bölümü için de söz konusudur. Bu bulgular tıp camiasında şu düşünceye neden olmuştur.
“Bekleme süresi içinde kanseri yok olan (tam yanıt alınan) hastalar acaba ameliyat edilmeksizin izlenebilir mi?”
Yemek borusunun üst kısmındaki kanserlerde bu konuda herkes hem fikirdir. Bu tedavi sonrasında tam yanıt alınmış ise bu hasta ameliyat edilmeksizin takip edilebilir. Ancak bu düşünce yemek borusunun diğer bölümlerindeki kanserler için geçerli değildir.
Yani yemek borusu kanseri nedeni ile ameliyat öncesi radyoterapi ve kemoterapi alan hastalarda standart tedavi, tümörün kaybolup kaybolmamasına bakılmaksızın cerrahidir. Tam yanıt alınan hastaların ameliyatsız izlenmesi ancak hastanın ameliyat olmasına engel bir durumu varsa veya hasta bu konuda tüm olası riskler konusunda bilgilendirilmesine rağmen halen ameliyatı istemiyor ise yapılabilir.
Evet. Kanser tedavisi hastadan hastaya değişiklikler gösterir. Bazı hastalarda sadece endoskopik veya cerrahi tedavi yeterli oluyor iken bazı hastalarda tedavi süreci daha zor, uzun ve yorucudur.
Ancak insan bedeni mükemmel bir iyileşme ve uyum sağlama gücüne sahip olduğu için, tüm tedaviler bittikten bir süre sonra hastalığın ve tedavisinin getirdiği zihinsel ve fiziksel travma atlatılacak ve yeni duruma uyum sağlanacaktır.
Yemek borusu kanseri oluşumunda birçok faktör rol oynayabilmektedir. Yemek borusu kanserinin nedenleri ve risk faktörleri şunlardır;
1. Yaş ve cinsiyet:
Yemek borusu kanseri genç yaşlarda da görülebilmekle birlikte görülme sıklığı yaş ile birlikte artar. Erkeklerde daha sık görülür.
2. Değişik ırklar ve bazı coğrafi bölgeler:
Yemek borusu kanseri, yurdumuzda Doğu Anadolu Bölgesi’nde daha sık görülür. Benzer şekilde Bazı Uzak Doğu ülkelerinde daha sık görülür.
3. Beslenme şekli:
Taze meyve ve sebzeleri az tüketen kişilerde ve şişmanlarda yemek borusu kanseri daha sık görülür.
4. Sigara ve alkol kullanımı:
Sigara tiryakilerinde ve kronik alkol tüketicilerinde daha sık görülür.
5. Yemek borusunun başka hastalıkları:
Kaza veya intihar amacıyla toksik madde içenlerde, reflü hastalığına bağlı Barrett özofagusu gelişenlerde ve yemek borusu hastalıklarından biri olan akalazyada daha sıktır.
Evet. Yemek borusu kanserinde kanserin yemek borusundaki yerine göre yemek borusunun tamamı veya büyük bir bölümü çıkarılabilir. Çıkarılan organın yerine mide, ince veya kalın bağırsağın bir bölümü kullanılabilir. Her durumda hasta çok da sıkı olmayan bazı beslenme kurallarına uyarak normal yaşantısını sürdürebilir.
Evet, yemek borusu kanseri ameliyatları deneyimli merkezlerde kapalı olarak robotik cerrahi ile yapılabilir. Biz ekip olarak hastaya sağladığı avantajları nedeniyle, mümkün olan her durumda kapalı ameliyatları tercih ediyoruz. Laparoskopik veya robotik yemek borusu kanseri ameliyatı bu alandaki en yeni ve en etkili yöntemlerden biridir.
Evet, yemek borusu kanseri ameliyatları deneyimli merkezlerde kapalı olarak laparoskopik cerrahi ile yapılabilir.
Biz ekip olarak hastaya sağladığı avantajları nedeniyle, mümkün olan her durumda kapalı ameliyatları tercih ediyoruz. Laparoskopik veya robotik yemek borusu kanseri ameliyatı bu alandaki en yeni ve en etkili yöntemlerden biridir.
Yemek borusunun üst (boyun) bölümündeki kanserlerin ana tedavisi kemoradyoterapidir. Diğer bölümlerindeki kanserler tanı aşamasında çok ilerlemiş, karaciğer, akciğer gibi uzak organlara sıçramış ise hastaların ana tedavisi kemoterapidir. Kemoterapi ve radyoterapi yemek borusu kanserinin tedavisinde geçmişte sadece ameliyat sonrasında yardımcı tedavi olarak kullanılıyordu. Günümüzde ise bu tedaviler birçok hastada (evre 2 ve 3) ameliyat öncesinde uygulanmaktadır.
Yemek borusu kanseri saldırgan kanser türlerinden biridir. Bu hastalık nedeniyle tedavi gören hastaların bir kısmı çok uzun yıllar sorunsuz olarak yaşamaktadır. Hastaların bir bölümünde ise hastalık ameliyatı takip eden ilk beş yıl içinde karaciğer, akciğer gibi uzak organlara sıçramakta veya tekrarlamaktadır. Bu farklılığın üç ana nedeni vardır.
1. Hastayla ilgili olanlar: hastanın yaşı, eşlik eden hastalık varlığı, genetik faktörler, vs.
2. Kanser ile ilgili olanlar: kanserin evresi, cinsi, yerleştiği bölge, vs.
3. Tedavi ile ilgili olanlar: yapılan tedavilerin kalitesi, tedaviye alınan yanıt
Biz bu üç gruptan ilk ikisindekileri etkileyemeyiz. Yani hastanın yaşını değiştiremeyiz, kanserin evresini veya cinsini de. Ama üçüncü gruptakiler, yani tedavi ile ilgili olanları etkileyebiliriz. Hastaya özel bir tedavi protokolü ile tedavi sıralamasını belirleyebiliriz, çok iyi bir ameliyat yapabiliriz. Bunlar da hastalığın seyrini tamamen değiştirebilir.