Safra Kanalı (Koledok) Taşları
Safra karaciğerde üretilen bir vücut sıvısıdır. Safra sadece sindirimde önemli bir rol oynamaz aynı zamanda karaciğerde metabolize edilen maddelerin vücuttan atılımı için de bir yol oluşturur. Safra yolları adeta dev bir çınar ağacına benzer. Küçük ve orta boy dallar karaciğerin içinde, büyük dallar ve gövde karaciğerin dışında yerleşiktir. Safra kesesi de karaciğer dışında yer alan safra yollarının bir parçasıdır.
Safra kanalı taşları, safra kesesi taşlarına kıyasla çok daha tehlikelidirler. Şikayete yol açsın ya da açmasın, teşhisi takiben tüm safra kanalı taşları tedavi edilmelidirler.
Safra kanalı taşları günümüzde endoskopik yöntemle tedavi edilirler ve bu yönteme ERKP (Endoskopik Retrograt Kolanjiyopankreatografi) adı verilir.
SORULAR – CEVAPLAR
Safra kanalı taşı, safra yollarının safra kesesi dışında kalan kısmında ortaya çıkan safra taşlarıdır. Safra kanalı taşlarına en sık ana safra kanalında (tıbbi adıyla “koledok”) rastlanır ve buna “koledokolityazis” adı verilir. Safra taşları eğer safra ağacının küçük ve orta kısımlarında yani karaciğer içindeki safra kanallarında yerleşik ise buna “hepatolityazis” adı verilir.
Safra kanalında doğrudan ortaya çıkan taşlar ileri derecede nadirdir. Safra kanalı taşlarının kaynağı çoğu zaman safra kesesindeki taşlardır. Yukarıda bahsedilen “hepatolityazis” ise genellikle diğer bazı safra yolu hastalıkları sonucunda gelişir.
Safra kesesi taşları olan bireylerde, yaşlılarda ve safra yolu hastalıklarına sahip kişilerde safra kanalı taşları daha sık görülür.
Safra kanalı taşları tamamen sessiz olabilirler ve tesadüfen saptanabilirler. Bununla birlikte safra kanalı taşları çok ciddi ve ölümcül olabilen hastalıklara da yol açabilirler. Bu hastalıklar şunlardır:
Tıkanma sarılığı
Akut kolanjit
Akut biliyer pankreatit
Biliyodijestif fistüller
Sarılığın farklı oluşum mekanizmaları ve tipleri mevcuttur. Tıkanma sarılığı, ana safra kanalında ortaya çıkan kısmi veya tam bir tıkanıklığın safranın onikiparmak bağırsağına akmasını yavaşlatması veya tamamen engellemesi sonucu ortaya çıkan sarılık tipidir. Bu durumda safra, safra kanalları ve karaciğerde birikir. Safra içinde bulunan bilirubin adlı maddenin vücuttaki birikmesi sonucu da sarılık ortaya çıkar.
Safra kanallarının safra kesesini de içeren, yaygın iltihabıdır. Sıklıkla yukarıda bahsedilen tıkanma sarılığı zemininde gelişir. Oldukça ciddi ve şiddetli bir hastalıktır. Hastalar sıklıkla yüksek ateş, sarılık ve karın ağrısı şikayetleri ile başvururlar. Bu hastalık zamanında ve uygun bir şekilde tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir.
Safra kanallarındaki taşlar aynı zamanda pankreas kanalını da tıkayabilir. Bu durumda pankreas iltihaplanması yani akut biliyer pankreatit meydana gelebilir. Akut biliyer pankreatit sıklıkla hafif veya ılımlı bir seyre sahip olsa da, hastaların bir kısmında ölümcül olabilecek düzeyde ağır seyredebilir. Bu konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek için Akut Pankreatit sayfasını ziyaret edin.
Safra kanalı taşları komşu organların duvarını erozyona uğratıp, safra kanalı ile diğer organlar arasında anormal yollar oluşmasına (biliyodijestif fistül) yol açabilir. Hatta bu yollardan geçen safra taşları mide çıkışında, ince bağırsağın son bölümünde ya da kalın bağırsakta takılıp bağırsak tıkanıklığına yol açabilir.
Teşhisin belkemiği görüntüleme yöntemleridir. Ultrasonografi, safra kesesinin değerlendirilmesinde çok başarılı olsa da safra kanallarının değerlendirilmesinde yetersiz kalabilir. Bu durumda MRKP (Manyetik Rezonans KolanjiyoPankreatografi) ya da EUS (Endoskopik UltraSonografi) adı verilen yöntemlere başvurulur.
Laboratuvar testleri, safra kanalı taşlarının teşhisinde rol oynamasa da, safra kanalı taşları açısından şüphe uyandırabilir ve teşhisi destekleyebilir. Bu amaçla genellikle karaciğer enzimleri ve sarılık düzeylerine bakılır.
Safra kesesi taşlarının aksine hiçbir şikayete yol açmasa dahi safra kanalı taşlarının tedavi edilmesi şiddetle önerilir. Bunun nedeni safra kanalı taşlarının ciddi hastalıklara yol açma riskinin daha yüksek olmasıdır.
Günümüzde en sık tercih edilen yöntem ERKP (Endoskopik Retrograt KolanjiyoPankreatografi) adı verilen yöntemdir. ERKP ile safra ve pankreas kanalları görüntülenebilir ve bu kanallara girişim yapılabilir. ERKP’de standart mide endoskopisindeki gibi endoskop ağızdan girilir, yemek borusu ve mide geçilerek onikiparmak bağırsağına ulaşılır, onikiparmak bağırsağının ikinci kısmında yer alan “papila Vateri”den girilerek safra ve pankreas kanallarına ulaşılır.
Akut kolanjit gerçek bir acildir. Eğer zamanlı ve uygun şekilde tedavi edilmezse ölümle dahi sonuçlanabilir. Safra ağacı tamamen iltihapla dolu olduğu için bir an önce safra ağacının boşaltılması gerekir. Bunun için sıklıkla ERKP kullanılır. Eğer ERKP mümkün değilse veya başarısız olursa, radyolojik veya cerrahi yöntemler uygulanabilir. Safra ağacının drenajına ek olarak, güçlü antibiyotikler ve destek tedaviler de uygulanır.
ERKP’nin mümkün olmadığı veya başarısız olduğu, daha önce geçirilmiş mide cerrahisi, çıkartılması mümkün olmayan taşlar gibi durumlar söz konusuysa safra kanalı taşları cerrahi yolla tedavi edilebilir. Bu amaçla uygulanan cerrahi işleme “koledok eksplorasyonu” adı verilir ve ana safra kanalının açılıp, içinin tamamen temizlenmesini tanımlar. Safra kanalı taşlarına yönelik cerrahi tedavi açık veya kapalı yöntemle yapılabilir.
Evet. Yukarıda bahsi geçtiği üzere, safra kesesi olan kişilerde safra kanalındaki taşların safra kesesinden düştüğü kabul edilir. Bu nedenle safra kesesi ameliyatı genellikle safra kanalı taşlarının tedavisinin vazgeçilmez bir parçasıdır.